Latince kökenli terör sözcüğü, "büyük korku" ya da "korkudan titreme" anlamı taşır. Terörizm ise, "siyasal şiddet" ve "yıldırıcılık" anlamında kullanılır. Toplumun ve dolayısıyla toplumu yönetenlerin direncini kırmak için "ortak korku yaratmak", daha doğrusu "dehşet salmak" amacına yöneliktir. Terörizm, "zayıf" olanın seçtiği bir tür "siyasal şiddet" biçimidir. Terörist zayıf olduğu için kendini gizler. Beklenmeyen bir anda ve beklenmeyen bir yerde "vurup kaçmaya" çalışır.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı böyle tanımlıyor terörü. İstanbul’da 38 canımızın şehit düştüğü yüzden fazla polis ve vatandaşımızın yaralandığı hain bir saldırı yaşadık. “Dehşet Salmak” ve “Ortak Korku” yaratmak isteyenler “Zayıf” olanın seçtiği şiddet ile teslim aldı bizi İstanbul’da. Bu korku ortamının oluşmasını sağlayan siyasal atmosfer bizi zayıf olanın seçtiği şiddetin kucağında korumasız bıraktı.

Acılarımızla yaşamak yerine bu acıları bize yaşatanlardan hesap sorarak güven ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Terörü lanetliyoruz fakat sadece lanetlemek ve üç gün süren tepkimizin ardından olağan yaşamımıza dönmek yetmiyor. Artık yeter! dediğimiz her olay sonrasında  bu atmosferi yok etmek için birlikte çözüm üretmemiz gerekiyor. Toplum olmanın ve birlikte yaşamının gerekliğini yerine getiremediğimiz her gün beklenmeyen bir yerde bizi vurup kaçacak hainler olmaya devam edecektir.

Terör bir insanlık suçudur. Bu suça ortak olan, destekleyen her kimse bu acıda sorumluluğu vardır. Birbirimize tutunarak, tüm farklılarımızı, hoş görünün yeşerdiği topraklarda huzura çevirmek için terörü yok etmeli ve bir Ortadoğu ülkesi olmak yolundan dönmeliyiz.

Bu düşüncelerle şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, ülkemize baş sağlığı diliyorum.

Dt. Ahmet Ataç

Tepebaşı Belediye Başkanı