Tepebaşı Belediyesi’nin Şair Haydar Ergülen yönetiminde düzenlediği Kent ve Kültür Söyleşileri’nin bu ay konuğu Şair Yazar Sunay Akın oldu.

Söyleşi öncesi Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ve Arzu Özer “Arzu’nun Bebekleri” koleksiyonunda yer alan ve “Barış Çağrısı” isimli son sergide ilgi gören “Suriyeli Mülteci Çocuk” isimli el yapımı bebeği Oyuncak Müzesi’nde yer alması için Sunay Akın’a hediye etti.

Sunay Akın’ın “Oyuncak Müzesi” fikrini yaratan süreci, çocukluğu, çocukların ve oyuncakların ülke ve dünya geleceği açısından önemini anlattığı keyifli sohbetinde şu satır başları dikkat çekti. Akın “Asıl olan hayallerdir ve özgürlüğü elinden alınan çocuğa büyük derler. Annem haftada bir gün en güzel kıyafetini giyer makyajını yapar ve abimle beni alır çarşıya çıkardı. Herkes derdi ki bak ‘Tülay hanım çocuklarına kitap almaya gidiyor’ Annem bize kitap sevgisini kazandırmak için o yolculuğu bir ritüele dönüştürürdü. Oradan içeriye temiz girilecek, çünkü orada kitaplar var. Bunu yapan annem ilkokul, bizi İstanbul’da ilk kez müzeye götüren babam ilkokul mezunu ama onlar cumhuriyet insanıydı. Bir toplum çocuğunun önüne oynasın diye ne koyuyorsa ülkesinin geleceğini o var ediyor. Bir ülkenin geleceğini görmeniz için gidin çocukların ne oynadığına bakın. Bir kız çocuğu bebek, erkek tabanca ile oynuyorsa kadın cinayetleri bitmez. Gelişmiş ülkelerde oyuncak çocuklara hayalleri çoğalsın diye alınır diğer ülkelerde oyalansın diye alınır. Oyuncaları çocuklara hayalleri büyüsün diye alan ülkeler dünyayı yönetirken, oyuncakları çocuklara oyalansın diye alan ülkeler onların kapılarında oyalanır. Çocuğun koruması sorumluluğu devletindir. Çocuk devletindir önce. Biz kadınını ve çocuğunu seven ama toplumda kadını ve çocuğu sevmeyen toplumuz. Bir ülkenin geleceği o ülkenin politikacılarının vaatlerinde değil çocuklarının hayallerinde ve oyunlarındadır işte ben bunu fikrin müzesini kurdum”

Sunay Akın “Bir ülkede çocuklar ve gençler okulları kazanmayı düşünüyor o ülkenin okulları çocukları ve gençleri kazanmayı düşünmüyorsa hiç kimse o ülkede aydınlanma ve demokrasiden söz edemez” sözleriyle keyifli söyleşiyi özetledi.