New Yorklu kadın tekstil işçileri, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için 8 Mart 1857 tarihinde greve çıktı. 40 bin kadının greve çıkması, kadın emekçilerin tarihi açısından çok önemli bir gündür.

Grevin olduğu fabrikada çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi yaşamını yitirdi. Yıllar sonra, 1910’da Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da dünyanın birçok ülkesinden gelen kadınlar 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda bir araya geldi. Toplantıya katılan Alman delege Clara Zetkin, başta oy hakkı olmak üzere kadın hakları için özel bir günün belirlenmesini ve dünyanın bütün ülkelerinde kutlanmasını önerdi. Zetkin’in önerisiyle 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan edildi.

Bu kararın üzerinden geçen 100 yılı aşkın zamana rağmen, kadının çalışma yaşamındaki yeri hala istenen düzeyde değildir. Kadın çalışma yaşamında yedek ve ucuz işgücü olarak görülmekte, hatta birçok iş alanında çalıştırılmamakta, sosyal güvencesiz bırakılmaktadır. Kadına yönelik şiddet, hiç görülmemiş bir şekilde artmıştır.  Ülkemizde seçme seçilme hakkına 5 Aralık 1934 tarihinde kavuşan Türk kadını, ne yazık ülke yönetiminde arzu edilen noktada değildir. Ülkemizde yaşanan töre cinayetleri, kadına yönelik şiddet, hala varlığını sürdürmektedir.

8 Mart, bütün bu sorunların aşılmasında bir kutlama değil, bir mücadele günüdür. 8 Mart’ın tüm dünya kadınlarına eşit haklar ve özgürlükler getirmesi dileğiyle.