Türk sinemasının önemli aktörlerinden Tarık Akan, “Sanat hiçbir zaman muhafazakâr olmaz. Ne olursa olsun aydınlatır” dedi. Türkiye'de inancın politika içine çekilmesinin doğru olmadığını savunan Akan, “Hepimiz Müslüman’ız. İnancı politikanın içine çektiğiniz andan itibaren bugünkü çağda altından çıkılmayacak noktaya geliriz” diye konuştu. Tepebaşı Belediyesi'nin, mimar ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekinci’nin koordinatörlüğünde Zübeyde Hanım Kültür Merkezi'nde organize ettiği "Sinema ve Kent Kültürü" konulu söyleşide Eskişehirli sanatseverlerle buluştu. Açılış konuşmasını yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç “Bizler Tarık Akan’ı ilerici, demokrat, yurtsever kimliğiyle tanıyoruz” dedi.

Sinema sanatçısı Akan, sinemaya başladığında salon filmleri yaptığını, ilk üç yıldan sonra daha nitelikli filmlere imza attığını belirterek, “Sonraki yıllarda mesajları olan, topluma bir şeyler vermeye çalışan filmler yaptım” dedi ve son 4 yıldır da çalışmadığını, beğenmediği bazı senaryoları ve oyunculuk tekliflerini de geriye çevirdiğini anlattı.

GÜNAY’A RED

Tarık Akan, bir soru üzerine, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay’ı ‘Eskiden barışçıydı’ diye anarak, 12 Eylül sürecinde 90 gün gözaltında kaldığı dönemi kaleme aldığı ‘Anne başımda bit var’ kitabının sinemaya uyarlanması sırasında film şirketinin iflas etmesi üzerine Günay’ın devreye girmek istediğini ve bunu kabul etmediğini söyledi.   

O KADIN SİNEMACILAR

Türk sinemasında belli bir döneme damgasını vuran Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın gibi sanatçıların çok önemli işlevler üstlendiğini, ancak bunu pek çok kişinin fark etmediğini söyledi. Akan, “Hülya, Fatma ve Türkan'ı ve filmi de çok seviyorsunuz. Ama şimdi sizin içinizde aile olarak 'bir kapalılık, tutuculuk var' itiraz ediyorsunuz. Türkan, Fatma gibi olmak istiyorsunuz. 1960'lardan bahsediyorum. Kafanızda var olan karanlık düşünceyi atıyorsunuz onların sayesinde, farkına varmadan. Onlar Atatürk'ün o koymuş olduğu temelin üstünden geliyorlar. Bakın burada bütün hanımlar ne kadar modern, çağdaş. İşte oraya bağlı. Ama şimdi bakıldığı zaman 'hayır' diyorlar. Ya kardeşim şu inancı ne olursun şu politikanın içinden çekin. İnanç inançtır" diye konuştu. Akan, ayrıca, gelinen noktada 7 sanat dalının birer birer yok edilmeye çalışıldığını savundu.

SÖYLEDİKLERİNE ŞAŞIRIP KALIYORUM

12 Eylül mahkemeleriyle Ergenekon mahkemeleri arasında pek bir fark göremediğini söyleyen Akan, duruşmaları izlemeye gittiğini, yargılama sürecinde aklın ve mantığın almadığı şeyler yaşandığını savunarak,  “Savcının, hâkimin söylediklerine şaşırıp kalıyorum. Bu konuda çok önemli bir şey ortaya çıkacak sanıyorum” diye konuştu.