NİCE 100 YILLARA


Sevgili Atatürk'üm,

Ben 10 yaşında beşinci sınıf öğrencisiyim. Bugün başka sevinçle ve gururla uyandım. Çünkü bugün bayram. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı' nın 100. Yılı. Senin Türk çocuklarına ve bütün dünya çocuklarına armağan ettin bayram bugün. Çok mutluyum, çok teşekkür ederim. Bizi bir yerlerden gördüğünü düşünerek sana bunları yazmak istedim.

Sevgili Atam, bu yıl bayramımızı farklı şekilde kutladık. Hani her sene okullarda, stadyumlarda, meydanlarda kutluyorduk ya, bu yıl öyle değil. Bu gururumuzu, 100. Yılımızı evlerimizin balkonlarında ve camlarda kutladık. Dünya genelinde olan bir salgın yüzünden, bütün çocuklar balkonlardan ve camlardan kutladık. Biz de, annem, ablam ve ağabeyimle beraber balkonumuzu bayraklarla, balonlarla süsledik. "Egemenliğim 100 yaşında!" yazılarımızı da ekledik.

Benim gibi bütün komşularımızın çocukları da balkonlarını hazırladı. Sınıflarımızı süsler gibi sevinçle, gururla balkonlar ve camlar süslendi. Belki arkadaşlarımızla bir arada değiliz ama gönüller hep birlikte. Ben (Gökçe) Eskişehir'den, Efe ve Ege Bursa'dan, Serhan ve Mirhan İstanbul'dan, Deniz İzmir'den, Aras ve Arda Balıkesir'den bayraklarımızı alıp koştuk balkonlarımıza. Uzak da olsak hep beraberiz. Türkiye'nin dört bir yanındaki bütün çocuklar tek yürek olmuş, hep birlikte "Ben Türk çocuğuyum, yer gök inlesin, duysun sesimizi cihan dinlesin" şarkısını, "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" marşını avazımız çıktığı kadar bağırarak söyledik. Her şey çok güzeldi, çok mutlu olduk. Eminim sen de bizi görüyor ve gururlanıyorsundur.

Sevgili Ata'm, sen ve arkadaşların, 100 yıl önce başlayan bu yokluğun kahramanısınız. İyi ki bizlere armağan etmişsin. Kendi adıma, arkadaşlarım adına, dünyadaki bütün çocukların adına çok teşekkür ediyorum. Seni çok seviyoruz. Belki bu 23 Nisan'da evdeyiz ama sevgimiz, birlikteliğimiz, coşkumuz yüreğimizde kutluyoruz bayramımızı. Ne mutlu bize. Bir çocuk kadar güzel bayramımız. Geleceğin temsilcisi olan bizler, bu ülkenin yarınlarını şekillendireceğiz. Geleceğimizin umutlu ve mutlu olması için senin açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Gece saat 21.00'de dünyanın en büyük korosu 83 milyon kişi, bayraklar elimizde, gururumuz göğsümüzde bağımsızlığımızın sembolü olan İstiklal Marşı'nı camlardan, balkonlardan bütün dünyaya duyurduk. Çok mutlu ve heyecanlıyım. Eminim bütün Türkiye benim gibi mutludur. Bu da senin sayende, iyi ki varsın, iyi bizim Ata'mızsın.

Bu millet kendi kendini yönetsin diye, 100 yıl önce açtığın TBMM'de ilk günkü gururla dimdik ayakta duruyor ve eminim ki nice yüzyıllar boyu ayakta duracaktır. Canım Ata'm, dün televizyon izlerken bir şey dikkatimi çekti. Sen, öğretmen olsun, asker olsun, çalışan olsun, herkese ''çocuk'' diye hitap edermişsin. O kadar çok hoşuma gitti ki anlatamam. Demek ki herkesi kendi çocuğun gibi görüyor ve herkes senin gözünde bir çocuk? Hiçbir devlet adamı, milleti için bu inceliği düşünmemiştir. Çünkü çocuk demek, saflık, temizlik, doğallık demek. Sen, bütün insanları saf, temiz ve doğal görüyormuşsun. Böyle olmazsa, TBMM yani Gazi Meclisi'nin açıldığı günü, bizlere bayram olarak armağan etmezdin. Sana ne kadar teşekkür etsek azdır. 100 yıldır kutlanan bu bayram, eminim daha 100 yıllar boyunca kutlanacaktır. Çünkü dedemler kutlamış, babamlar ve annemler kutlamış, şimdi aynı gurur ve mutlulukla ben ve arkadaşlarım kutluyoruz. Gururluyuz, sevinçliyiz hele ki 100. Yılda hep el ele birlikteyiz ve senin izindeyiz.

Emin ol ki Ata'm, Türk çocukları olarak bayrağımızı, vatanımızı, milletimizi, ailemizi ve arkadaşlarımızı seven çocuklar olarak bu ülke bize emanet. Ülkemizin en üst seviyelere gelmesi için elimizden geleni yapacağız. Senin aydınlık yolundan ayrılmayacağız. Ülkemizi yüzyıllar ötesine taşıyacağız.

Ne mutlu bize,

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!

Gökçe ATAKAN/Kompozisyon

Tepebaşı Belediyesi

REMOURBAN PROJESİ

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi'nin 2015 yılında almaya hak kazandığı Avrupa Birliği Projelerinin en önemlilerinden olan REMOURBAN Projesi büyük bir hızla devam ediyor.

Diğer Çalışmalar
Başa Dön